26 Ekim 2017 Perşembe

ÇANAKKALE / ASSOS 2. GÜN

   
Athena Tapınağı ( Güneşin Batmasına Yakın)



  




    Çanakkale merkezden Assos’a doğru yola çıktığımızda hava henüz aydınlıktı yalnız Assos tabelasını görüp sağa döndükten sonra hava kararmaya başladı. Karanlık yoldan uzun süre Assos’a devam ettik. Yol zemini iyiydi fakat aydınlatmalar eksikti bu sebeple de ürktük biraz, hatta doğru yola girip girmediğimiz konusunda da endişe duyduk. Navigasyondan destek almak istedik ama oda biraz sıkıntı yarattı neyse ki bizi Behram Kaleye kadar getirdi. Evden çıkarken de planlama yapmadığımız için nerede konaklayacağımızı bilemedik. Behram Kalede bir benzinlikte durduk oradaki insanlardan bilgi aldık bizi antik limana yönlendirdiler. Bu arada benzinlik yanında mini market vardı civarda ki tek alışveriş yapabileceğimiz yer orasıymış aynı şekilde benzinlikte civardaki tek yakın benzinlikmiş. Neyse tarif edilen yola doğru devam ettik. Yolun sol tarafında antik yapıları gördük ama karanlık olduğu için ne olduğunu tam anlayamadık. Denize doğru devam ettik ve Assos Antik Limana vardık. İnerken yol biraz bayırdı aşağıya doğru ve alabildiğine denizdi sağ tarafımız. Tedirgin bir şekilde vardık ve vardığımız yerde çok güzel bir manzara ile karşılaştık. Arabayı hemen limanın girişinde otopark gibi bir yer vardı oraya park ettik. Pansiyonlar yolun sol tarafından başlıyor, bizi ilk karşılayan pansiyona girip fiyat aldık ve odaları gezdik mekan güzeldi hoşumuza gitti. Zaten girişteki meze ve rakı kokusu bizi bizden aldı. Diğer pansiyonları seçmeme nedenimiz aslında bu koku oldu. Yine de diğer yerleri de gezdik. Fiyat olarak da ilk girdiğimiz yer daha uygunda, zaten restoran olarak da mevki olarak da en güzel pansiyon orasıydı. Girişimizi yaptık iki kişi 100 TL' ydi. Temizlik olarak çok iyi değildi ama o fiyata idare edecek kıvamdaydı. Eşyalarımızı bırakıp duşumuzu alıp yemeğe indik. Yemek için otelin girişi ve teras alternatifleri vardı. Terasta değişik bir hava yaratılmış ama biz yine de deniz kenarında ki iskeleyi tercih ettik pansiyona aitmiş. İskele çok güzeldi masalar beyaz, örtüler mavi, deniz sakin ve yunan müzikleri eşliğinde rakı-balık keyfi yaptık. Bizden başka kimse de yoktu. Servis yapan çocuklar çok efendi cana yakınlardı. Bizi kazıklama derdinde değillerdi, çağırmadığımız sürece kafamıza üşüşmüyorlardı. Rakı, balık, meze, salata 120 TL gibi bir hesap ödedik.



Pansiyon Terası

    Sabah güzel bir güne uyandık, aşağıdaki videoda da görebilirsiniz. Şirin odamızın, şirin penceresinden denizin dinginliğini seyrettik. Kahvaltı için saat sekizde iskeleye indik. Bir iki aile daha vardı kahvaltıya gelen. Hızlı bir şekilde kahvaltı soframız donatıldı. Kahvaltı iştah açıcıydı biz çok memnun kaldık.  
     




ASSOS

    Assos Antik kentinin tarihi M.Ö. 6. Yüzyıla kadar uzanıyormuş. Zamanında kentin yüzü denize doğru tasarlanmış ve teraslardan iniliyormuş denize. Osmanlının yerleşiminden sonra ters istikamette gelişme göstermiş güzergah ve Behramkale köyü olarak ortaya çıkmış. Kent sönmüş bir volkanik üzerine, andezit kayalıklar arasına, denizden 236 metre yüksekliğe kurulmuş. Assos taşı zor işlenen fakat çok dayanıklı bir taşmış. Bu sebeple o dönemdeki insanlar, insan yiyen taş diyorlarmış. Bu taştan yapılan lahitler Asoss’dan ihraç edilen ürünlerdenmiş.

ANTİK TİYATRO

    Antik Kentin güney yamacında Midilli Adası’na doğru inşa edilmiş tiyatronun bir deprem sonrası yıkıldığı tespit edilmiş. Doğal bir kaya oyuğuna yapılmış olan tiyatro, tahmini 2500 kapasiteliymiş. Sonraki yıllarda taş ocağı olarak da kullanılmış. Yapı Roma çağına aitmiş ve bu tiyatroda restorasyon çalışmalarına ne yazık ki maruz kalmış ve şimdilerde 1500 kapasiteli, çeşitli festival ve konserlere de ev sahipliği yapıyormuş. Tiyatro antik limandan çıkarken yolun sağında kalıyor tel örgülerle kapalıydı çevrisi ama biz oraya kadar geldiğimiz için girmeden edemedik. Kaçak göçek aralardan giriş yaptık. Antik tiyatronun büyüleyici bir havası vardı. Biz gittiğimizde hiç kimsenin olmayışı bizi daha da etkiledi. En üst merdivenden denize döndüğümüzde muhteşem bir manzara ile karşı karşıya kaldık. Gezdiğimiz tiyatrolardan manzarası en güzel olanlardan bir tanesiydi burası.


    Arazinin el vermemesine rağmen biraz maceraya atılıp üst kısımlara doğru ilerledik üst taraflara çıktıkça agoraya, şehrin asıl yerleşim yerine yani meydana vardık. Oradan baktığımızdaki manzarada nefes kesiciydi, sonra öğrendik ki yukarıdan girişi daha kolaymış.









ATHENA TAPINAĞI

   
    Antik kentin en yüksek noktasında Athena Tapınağı bulunuyor. Zeus’un kızı ve 12 Olympos Tanrısından biri olan Athena kentin koruyucu tanrıçası olarak var olmaktaymış. Sağlam kalmış sütunlardan çıkarılan örnek kalıplara dökülerek yapılan yeni sütunlar ayakta durmaktadır. Tapınağın kutsal odasında duran tanrıça heykeli 1800’lü yıllarda Amerikalılar tarafından götürülmüş.  Girdiğimiz ilk taraftaki yapılar Osmanlıdan kalma yapılarmış ilerledikçe de Athena tapınağı gözükmeye başladı. Tiyatro bomboş iken tapınağa gelen giden daha çok oldu. Sütunlardan birinin dibine oturup güneşin yavaş yavaş süzülmesini bekledik, onu beklerken de Midilli Adasının manzarası, ege denizinin ihtişamı, rüzgarın yüzümüzü okşamasıyla büyülendik. Güneş hafif hafif inmeye başladı Athena tapınağı turuncuya boyandı, ama güneş gittikçe hava öyle soğudu ki birde kış dönem kapanışı daha erken olduğu için güvenlik dolaşmaya başladı bu sebeple güneşin tamamen kaybolmasına kadar kalamadık ne yazık ki 😔.
Osmanlı Yapıları
Osmanlı Yapıları





Bu arada müze kart geçerli oluyor. Müze kartı olmayanlar için ise giriş 10 TL. Saatleri ise kışın 08:00-17:00, yazın ise 08:00-19:30 arası. Tatil günü yok. Sadece bayramların 1.günü 13:00’e kadar kapalı oluyormuş.
    Yol kenarlarında olan teyzelerden hediyelik eşyalar (magnet, el işi saç bandı) aldık. Assos kekiği de almayı unutmadık tabi, sabah kahvaltıda zeytinyağı içinde yemiştik harikaydı şansımıza da karşımıza çıktı üstelik bir su bardağı kekik 1 TL’ ydi. Cimrilik yapasımız tuttu galiba 3 su bardağı aldık 😊. Bir buçuk sene oldu hala kullanıyoruz o kadar bereketli yani bu yüzden şiddetle tavsiye edilir.









Gözleme Yediğimiz Şirin Bir Mekan


    E acıktık artık gözleme de meşhurmuş oralarda, cici mi cici bir yer bulduk manzara zaten her adımında var. Havası, kokusu desen zaten aklını başından alıyor. Oturduk gözlememizi, açık ayranımızı aldık günün yorgunluğunu çıkardık. Ve pansiyona döndük.  


   Sabah aynı şekilde kalkıp limanda kahvaltımızı yaptık ve civar yerleri gezdik. Öğlen bir gibi pansiyondan ayrıldık ve pusulamızı Truva’ya çevirdik.














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder